İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Serhat Vançelik, sağlıkta Erzurum’da yapılan reformlar hakkında bilgi verdi. 2002 yılından bu güne kadar Erzurum’un sağlık alanında büyük mesafe katettiğini söyleyen Vançelik, bakanlık çalışanları olarak gece gündüz en modern ve hızlı bir şekilde hizmet verdiklerini belirtti. İşte Vançelik’in sorularımıza verdiği cevaplar.
Erzurum sağlıkta hangi konumda, genel olarak bilgi verir misiniz?
Sağlık Bakanlığı, Türkiye’yi 29 sağlık bölgesine ayırmış durumdadır. Kuzeydoğu Anadolu Bölgesinde bu sağlık bölgelerinden biri. Kars, Ardahan, Iğdır, Bayburt, Erzincan ve Erzurum’dan oluşan bu bölgede, Erzurum sağlık merkezi durumundadır.
Erzurum, Konya ve Sivas’tan sonra Türkiye’nin üçüncü büyük coğrafyasına sahip bir il. İl sınırları içerisinde 950’nin üzerinde köy bulunmaktadır. Erzurum dağlık coğrafyaya sahip olduğundan dolayı da kırsal köylere ulaşmak çok zor, bu anlamda sağlık hizmeti vermekte pek kolay değildir.
Erzurum’da sağlık hizmetlerinin dönüm noktası olarak, Sağlık Bakanı Prof.Dr. Recep Akdağ’ın göreve başlayışını alabiliriz. Türkiye’de olduğu gibi Erzurum’da da sağlık göstergelerindeki değişim Bakan Akdağ zamanında çok ciddi bir şekilde yükseliyor. Bu değişim daha sağlıklı görmek için sayın bakanın göreve gelmeden önceki yani 2002 yılı öncesi verilerle 2011 yılı arası verileri kıyaslamak gerekiyor.
Nedir veriler bizimle paylaşır mısınız? Yani 2002’den bu güne gelindiğinde ne gibi farklar var?
Erzurum’un ilçeleri olan Tekman, Karayazı, Şenkaya, Narman, Uzundere’de 1960 yılı yapımı sobalı sağlık ocakları mevcuttu. Bakan Recep Akdağ göreve geldikten sonra 17 ilçede ve il merkezinde hastane yapılmış ve 28 Aile Sağlık Merkezi hizmete açılmıştır.
2002 yılında Erzurum’da 2 tane tomografi makinesi varken bugün bu sayı 8’e çıkmıştır. Hınıs, Horasan ve Oltu’daki hastanelerimizde tomografi makinesi ile vatandaşlarımıza hizmet vermekteyiz. Yine 2002 yılında Erzurum’a 108 uzman hekim hizmet verirken bu sayı bugün 390’a çıkmıştır. 2002’de 280 pratisyen hekim hizmet verilirken, bugün 430 pratisyen ile hizmet vermekteyiz. 2002’de 30 diş hekimi varken şuanda 77 diş hekimi bulunmaktadır. Ebe, hemşire sayısı 840’dan 1950’ye çıkmıştır. O dönemler 11 ambulans hizmette iken şimdi 75 ambulans ile hizmet vermekteyiz.
Sadece donanımsal olarak mı bir reform yaşandı?
Sadece donanım artışı sağlık hizmeti olarak değerlendirilmemelidir. Bugün bütün ülkelerin yegane sağlık göstergesi, anne ve bebek ölüm hızıdır. 2002 yılında Erzurum’da yaklaşık 810 bebek ölümü varken buda binde 54.5 e tekabül etmektedir. Gecen yıl 2011 sonu bu ölçüte baktığımızda 190 bebek ölümü gerçekleşmiştir. Buda binde 12.8 e inmiş durumdadır. 2002 de 13 anne vefat etmiştir. Biz 2011 yılı içinde 2 annemizi kaybettik.
Ayrıca 2002 yılına kadar personel sayısı az olduğundan çok iş yapılamıyordu. Bir kişi yılda 1.4 kez sağlık kurumuna gelirken, 2011 yılı itibarıyla bir kişi 6.6 kez sağlık kurumuna gelmiştir. Buradan şunu çıkarabiliriz, vatandaşın ihtiyacı görülüyor mu, hasta memnun mu ? Bu durum hizmette çok önemli bir göstergedir. 2002 yılında sağlık hizmetlerinden memnun olan kişi oranı yüzde 39, 2011 yılsonu olarak yüzde 76 kişi. Vatandaş,’Ben sağlık hizmetlerinden memnunum diyor’. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bu araştırmayı her yıl rutin olarak yapar.
Hekim sayısı ne durumda, özellikle tam gün yasasının yansımaları neler?
Avrupa ülkelerine oranla kişi başına düşen hekim sayımız yarı yarıya azdır. Ebe hemşire sayımızda 3/1 orandadır. Sayın bakandan önce bunu söyleyen hiç kimse olmadı. Türkiye’de hekim sayısı yeterli ve dağılım dengesi denen bir ifadeyle özellikle Türkiye Tabipler Birliği de bunu destekler tarzda söylemlerle Türkiye’deki tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısının artırılmasına karşı bir söylem geliştirildi. Avrupa Birliği ülkeleri ve diğer dünya ülkelerine göre doktor sayısının az olduğunu ve Türkiye ölçeğinde bunun yetmeyeceği gerçeğini ilk kez Sağlık Bakanı Recep Akdağ dile getirmiştir. Gerçektende bu sıkıntıyı şuanda yaşıyoruz. Çünkü donanım, fiziki mekan geliştirildikçe, hasta memnun kaldıkça vatandaş hastanelere daha fazla gelmeye başlıyor. Bundan dolayı bir sıkıntı yaşanıyor. Türkiye geneline bakıldığında Erzurum’da kişi başına düşen hekim sayısı yeterli durumdadır.
Önceden tüm Türkiye de olduğu gibi Erzurum’da da hemen hemen her uzman hekimin bir muayenesi vardı. Bu muayene sisteminde ne yazık ki hekimlerimiz hastalara çok fazla vakit ayırır tarzda hizmet vermiyordu. Şuanda özel muayenelerin ortadan kalkmasıyla sadece ek ödeme sistemiyle motive olan, bunu yeterli gören hekimlerin sayesinde daha güler yüzlü, hastaları daha çok memnun eden bir sisteme geçiş oldu.
Performans sistemi suistimal ediliyor mu? Bunu kamuoyu merak ediyor.
Performans sistemindeki temel mantık, hastanın memnuniyetini sağlayıcı, rekabetçi ortamı sağlamaktır. Belirli bir hasta sayısından sonra hekimin yapacağı işlemlerde performans ücretine tabi değildir. Her bir klinisyenin ortalama makbul muayene sayısı veya işlem sayısı vardır. Buna göre maksimum puan belirlenmiştir, onun ötesindeki işlemler ek ödemeye tabi değildir.
Hastalar sadece hastanelerde değil, evlerinde de muayene olabiliyorlar, farklı sağlık hizmetleri gelişti bununla ilgili bilgi verir misiniz?
Tabi sağlıkta dönüşüm programıyla insan hedef alındığı için, belki 5 yıl önce ya da 10 yıl önce hayal edemediğimiz hizmet grupları ortaya çıktı. Evde bakım hizmeti, yatalak bir hastaya gideceksiniz onun her türlü tıbbı, medikal cihazlarını alacaksınız gerekirse hastaneye transfer edeceksiniz, hastaneden eve alacaksınız. Gerçektende bu 10 yıl önce hayal edilemeyecek bir hizmetti. Ama 2010 yılı başlarında bu hizmet başladı ve bu uygulama ile 8.650 kişi ziyaret edilmiştir. Bu yılda şubat sonu itibariyle 640 yatalak hastamızı takip etmekteyiz.
Ambulans durumumuz nedir?
Bu yıl kış şartları ağır geçti. Kışın ağır geçmesi hastalara ulaşım bakımından pek kolay değil. Geçtiğimiz 4 yılın ortalamasına baktığımızda bir yılda 45 kişiye ulaştık. Bu yıl ise sadece Ocak ve Mart sonu itibariyle 221 vakaya ulaştık. Gerek snow track, gerekse paletli ambulans ile bir şekilde hastaya ulaşım mümkün oluyor. Buna helikopter ambulansı da eklemek lazım. Bugüne kadar 660 vakayı helikopter ile il merkezine taşımışız. Şuana kadar uçak ambulans hizmetiyle 80 kişi gerekli olan daha büyük merkezlere veya ihtiyacı olan diğer illere transfer edilmişlerdir. Paletli ambulans, helikopter ambulans, uçak ambulans bir şekilde hastanın ihtiyacına cevap verir.
Diyaliz ünitelerinde geçmişte sıkıntılar yaşandı bu gün durum nedir?
Diyaliz hizmeti alan vatandaşlarımızda çok büyük rahatlama içerisine girdi. Daha önce merkezi hastanede diyaliz hizmeti alan hasta, şuanda Oltu’da, Horasan’da ve İspir’de diyaliz hizmeti almaktadır. 2002 yılında 23 tane diyaliz cihazı varmış, şu anda 70 diyaliz cihazı ile hizmet vermekteyiz. Hizmet alan kişilerinde sürekli olarak uzman hekimlerle takip ettirmekteyiz.
Sağlık kampüsü projesinde son durum nedir?
En geç 2 yıl içerisinde kampüs hastanemiz hizmete açılacaktır. Her biri 150 yataklı olmak üzere, kadın doğum, çocuk, göğüs hastanesi, kalp damar cerrahi hastanesi, onkoloji hastanesi yapılacak ve 100 yataklı da merkezi acil ve yoğun bakımdan oluşan 850 yataklı ilave bir kampüs olacak. Kamu özel ortaklığıyla bu yıl içerisinde ihale edilecek. Yüksek güvenlikli 100 yataklı psikiyatri hastanesi ve 150 yataklı fizik tedavi hastanesi ihale edilecek. Hastane bitince il merkezindeki Palandöken Hastanesi, Nenehatun ve Göğüs Hastanesi bu kampüse taşınacak.