Benî âdem âzây-ı yek peykerend.
Sâdi-i Şirâzî
GÜN
Bugün uyanışların günü olsun. Bugün dalgınlıklar ve derin dargınlıklarımızdan kurtulup, yeniden bir doğuşun günü olsun.
Bugün, kamet getiren müezzinlerin günü olsun da kıyam vaktidir diyelim.
Bugün, yekün bir diriliş günü olsun dirilmeyi bekleyen kalpler için.
Bugün uyanışlarla başlayan bir yürüyüşün günü olsun.
Bugün karanlığı orta yerinden yırtan şuur hançerinin günü olsun.
Derin denizlerin diplerinden bize inci toplayan masum çocuğun yetim düşen kalbi hatrına, bugün mazlumların günü olsun.
Allah’ım bilirim sen takım da tutmazsın parti de…
Bilirim sen en ufak hayrı ihmal etmezsin. Her amelimiz her dediğimiz her yaptığımız muhafaza edilir levh-i mahfuzda…
Bilirim ki sen şöyle dersin;
“Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.”
[Enfal Sûresi.22]
Bilirim ki Allah’ım yer yüzünün herhangi bir metre karesinde, her hangi bir renkte, herhangi bir surette, dilde, kıyafette, milliyette yarattığın mümin kardeşimin işaret parmağına toplu iğne batsa, benim işaret parmağım kanar… Kanamalıdır… Karnı aç ise ben doyamam… Sırtı açık ise yer yüzünün tüm örtüleri gelse örtemez benim sırtımı… Kalbi kırık ise çatlağın öbür ucu bendedir… Bilirim ki Allah’ım biz bir ümmetiz… Ümmeti olduğumuz Habibin karnına taş bağlamıştı karnı aç kardeşlerimiz var diye…
Bilirim ki Allah’ım biz mümin kardeşler olarak bir bünyenin uzuvları gibiyiz…
Oysa bu bildiklerimizi unuttuk ya Rabbi…
Soruyorum…
Ne galip gelecek, kim galip gelecek İslam âlemi kan revan içindeyken, zalimlerin zulmü altında inim inim inlerken kim galip gelecek…
Soruyorum…
Hangi siyasi düşünce, hangi parti, hangi cemaat galip sayılır sırf Müslüman diye ezilirken koca bir insanlık…
Bu rekabet kimle… Bu rekabetiniz kime karşı… Mümin kardeşin kör bıçakların altın doğranırken, boynuna yağlı urgan geçirilip imanının itibarını sarsmaya çalışırken küfrün gölgeleri, hangi rekabet seni Allah’a kulluğa doğru götürür…
Uzak diyarların insanlarıdır onlar, bana ne diyemezsin… Teni farklı onların bana ne diyemezsin… Dili farklı onların bana ne diyemezsin… Milliyeti farklı onların bana ne diyemezsin… Partileri farklı bunların bana ne diyemezsin… Cemaatleri farklı bunların bana ne diyemezsin… Bunları belki bana dersin, ama, Allah’a diyemezsin…Bu vurdum duymazlığın, bu bencilliğin hesabını Allah’a veririm mi sanıyorsun, veremezsin…
Şimdi, dur ve düşün…
Bugün bir uyanışın günü olsun…
Başka bir partiden diye müslümana yardıma koşan ayaklara çelme takamazsın… Yardım a uzanan ele hor bakamazsın… Başka partiden diye emek verenlere kulp takamazsın… Bu rekabetin sonu devasa bir hüsrandır…
Bugün uyanışların günü olsun. Bugün dalgınlıklar ve derin dargınlıklarımızdan kurtulup, yeniden bir doğuşun günü olsun.
Bugün, kamet getiren müezzinlerin günü olsun da kıyam vaktidir diyelim.
Bugün, yekün bir diriliş günü olsun dirilmeyi bekleyen kalpler için.
Bugün uyanışlarla başlayan bir yürüyüşün günü olsun.
Bugün karanlığı orta yerinden yırtan şuur hançerinin günü olsun.
Derin denizlerin diplerinden bize inci toplayan masum çocuğun yetim düşen kalbi hatrına, bugün mazlumların günü olsun.