Çaykara, Cumhuriyet ve Taşmağazalar‘dan sonra kentin en işlek üçüncü caddesi.
Yaz mevsimiyle birlikte, Çaykara trafiğe kapatıldı.
Caddeyi ‘karnıyarık’ gibi açtılar, içine boru döşediler.
Hatta o günlerde torunum Azra Nil, bu çalışmayı çok merak etmişti.
Sevgili torunla (Tortumlu’ya göre, evlat ceviz, torun ise cevizin içi) aramızda şöyle bir konuşma geçmişti:
– Bunlar ne yapıyor?
– Kanalizasyonla yağmur suyunu birbirinden ayırıyorlar. Bundan sonra caddelerden su akmayacak. Yağmur suyu bu döşenen borulardan gidecek ve biz görmeyeceğiz.
Aradan epeyce bir süre geçti, kanallar kapatıldı.
Ama yine bir yağmurlu günde su caddenin üstünden akmaya başlayınca Azra Nil tekrar sordu:
– Hani, sen sel gelmeyecek, diyordun…
BAŞKAN KÜÇÜKLER, BAYRAMDAN SONRA “TAMAM” DEDİ AMA…
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler‘e geçtiğimiz ay sormuştuk:
– Kurban Bayramı’ndan sonra Çaykara tamam.
E bayramın üzerinden neredeyse bir aya yakın zaman geçti.
Kent merkezindeki Çaykara’da durum vahim.
Birincisi, hala karanlıkta.
İşyerleri de işsizlik yüzünden erken kapanıyor.
İşte o zaman Çaykara’ya cadde demek için bin şahit gerekiyor.
CADDE KARANLIK VE KALDIRIMLARI BERBAT
TEDAŞ, belediye, inşaatı yapan firma sorumlu kimse emanete aldığı, söküp götürdüğü on direği dikse ışığa kavuşacağız…
İkincisi, onarımlar hala bitirilmedi.
Neredeyse sonbahar mevsimi de bitiyor.
ESKİ’nin önündeki kaldırımlar, orta refüj hala bozuk.
Yayaların haklarını niye ciddiye almıyoruz.
Unutmadan ekleyelim:
Adeta sefilleri oynayan Çaykara’da son bir haftada çıkan mobil parkomat uygulaması, caddeyi boşalttı.
Kış gelmeden, kar yağmadan Çaykara Caddesini unutanlara, uyarıda bulunmak istedim.
Sorumlular, haydi iş başına.