Erzurum’un siyasal, iktisadi, ekonomik ve adli hayatında önemli bir yer edinen Erzurum Barosu avukatlarından ünlü hukukçu Turan Çınar, ‘Adliye Koridorlarında 40 Yıl’ adlı eseri, avukatlık mesleği, siyasi kimliği ve Erzurum sevdasını Pusula’ya anlattı.
Cengiz DURULAR / ERZURUM-PUSULA- ÖZEL
Erzurum Turan Çınar’ı ‘Turan Ağabeyi’ olarak tanımlar. Yarım asıra yaklaşık meslek hayatında, ‘katil zanlılarını ipten alan adam’ olarak da anılan Erzurum Barosu avukatlarından Turan Çınar, meslek yaşamı, yeni çıkan kitabı ‘Adliye Koridorlarında 40 Yıl’, siyasi kimliği ve Erzurum sevdasını, Pusula’ya aktardı. Çınar, meslek yaşamına ilişkin, “Meslekte tabiatıyla bir ömür geçti. Zannediyorum 43 yılı geride bırakmış durumdayız. Bazı hakim ve savcı avukat arkadaşlara bakıyoruz yaşları 40’ların altında. Bir yandan onlara gıpta ediyoruz. Bir yandan da tecrübelerimizi onlara aktarmaya çalışıyoruz. Meslek son derece yorucu bir meslektir. Fakat adaletin tecellisine sahip olmak bütün yorgunluğunuzu alıyor. Uzun yıllar siyasette çalışıp muhtelif kademelerde hizmet verdikten sonra asıl mesleğimiz olan avukatlığa eğilmeye karar verdik. Bunun sonucu olarak yaklaşık bin sayfadan fazla Kamulaştırma Davaları, Kamulaştırmasız El Atma Davaları, Tapu İptali ve Tescil Davaları gibi yazdığım eserleri meslektaşlarımın hizmetine sundum. Bu eserlerle gurur duyuyoruz. Yurdun dört bir yanından hakim ve avukatlar beni arayarak takdir ve müşküllerini soruyorlar. Biz de faydalı olmaya çalışıyoruz” dedi.
‘Adliye Koridorlarında 40 Yıl’
Erzurum Barosu’nun avukatlarından Turan Çınar, yeni kitabı ‘Adliye Koridorlarında 40 Yıl’ın hikayesini anlattı. Çınar, “Çevrenin baskısıyla biz de iz bırakan olayları kendi fantazilerimizle birleştimek suretiyle ‘Adliye Koridorlarında 40 Yıl’ adlı eser meydana getirdik. Okuyanı ağlatan, her okuyanın geri dönüp yazara ‘Bir gecede okudum, bitirdim, gözümü alamadığım’ dediği bir eserdir bu… Umuyorum bu da geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer kabilinde kubbede hoş bir seda bırakan bir eser olacaktır. Kitapdaki eserlerin tamamı önemli anılardan oluşmaktadır” şeklinde konuştu.
“Katiller de Ağlar”
Adliye Yayınları tarafından okuyucuyla buluşan kitapta Avukat Çınar, meslek yaşamında hayatına yön veren önemli olay ve anılara da yer verdi. Kavramlar ve Fiziki Mekanlar ile Anılarım adlı iki bölümden oluşan eserde ‘Katiller de Ağlar’ adlı hikaye, kentte Mehmet Olayı olarak bilinen öyküyü anlatıyor.
Çınar, insanların okurken ağladığı hikayeyi şöyle özetledi:
“İlk ağır ceza davamda o dönem idamla yargılanan Mehmet Olayı vardır. ‘Katiller de Ağlar’ başlığıyla o anıyı hazırladık. Çiçeği burnunda avukatken ben o zamanki Ceza Kanunu’na göre ölüm cezaları vardı. Müvekkilim idamla yargılanıyordu. Fakat mahkeme öncesi bir gece bir doktor arkadaşım ve eşinin evimize misafirliğe gelmesi üzerine otopsi raporunda öğrendiklerimi ertesi gün duruşmada söylemem suretiyle Mehmet’i ipten aldık. Gerçekten o unulutmaz bir anıdır. Kendisi kan davası sebebiyle Erzurum’u terk etti. 1977 yıllarıydı o dönem. Bazı ülkücü gençlerin sıkı dönemde hiçbir delil yokken ölümle yargılandıkları halde beraat ettiklerini okuyarak göreceksiniz kitapta. Bu eserler okunduğu zaman görülecek ki bir anlık fevri davranış bir çok yuvayı yıkmakta ve birçok insanın sonunu getirmektedir. Özellikle ‘Adliye Koridorlarında 40 Yıl’ adlı kitabımı toplumun her kesiminden insanın okuyabileceği roman türünden bir eser olarak hazırlardım ki okunduğu zaman ibret alınsın ve bir takım insanlara da ders olsun.”
Yeni Avukatlara mesaj
Yılların eskitemediği isim olan Avukat Turan Çınar, mesleğe yeni başlayanlara önemli tavsiylerde bulundu.
Çınar, şöyle devam etti:
“Avukatlık mesleğini düşünenlere iki mesajım var. Birincisi son derece çalışkan olsunlar. Dosyayı hakime okutmasınlar, kendileri okusunlar. Davayı kendileri yürütsünler. Birçok arkadaşımız hakimin yönlendirmesiyle avukatlık yapıyor. O da bizim hoşumuza gitmiyor. Mahkemenin önünde yürüyen bir avukat olsunlar. Mahkemeye ışık tutsunlar. Mahkemeler onların peşi sıra gitsin. İkinci ve daha önemli tavsiyem de şudur; dik durmayı öğrensinler. Dürüst olsunlar. Eli kısa, dili uzun olsunlar.”
Siyasi hayatı
Siyaseti Erzurum’a hizmet olarak telakki eden Çınar, “Temelde şuandaki İktidar partisi muhakkak surette geçmişte verilen demokrasi mücadelesinin üzerine oturan bir partidir. Bu memlekette Demokrat ve Adalet Partisi’nin ülkenin her taşında her yolunda mührü ve damgası vardır. Şimdi artık bizim partimiz bir başka isim altında sadece sembolik olarak mevcut. Fiiliyatta Menderes ve Demokrat Parti ruhundan gelen arkadaşlarımızın bir kısmı benim gibi bir kenara çekildiler. Bir kısmı da değişik siyasi partilerde görev aldılar. Demokrat Parti ruhunu AK Parti’de devam ettiren arkadaşlarımız var. Bu memlekete bir çivi çakandan Allah razı olsun” dedi.
Özlemdeki Erzurum
Avukat Turan Çınar, Erzurum’un hak ettiği konuma bir türlü ulaşamadığını ifade etti.
Çınar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Erzurum deyince tarihteki yerine baktığınız zaman Atatürk’ün milli mücadeleyi ilk başlattığı, bir Doğu’dan, bir Batı’dan diye Demokrat Parti’nin devamlı mitinglerini başlattığı, vatan, millet, memleket, ezan ve bayrak denilince canını ve çıkarını hiçe sayarak koşup giden insanların olduğu, çelebi ruhu dadaş diyarı akla gelir. Maalesef Erzurumlu milli gelirden payına düşeni alamamış durumdadır. Ekonomik açıdan ayakta durma mücadelesi vermektedir. İşin kötü tarafı her geçen gün biraz daha geriye gitmektedir. Bu da bizi derinden yaralamaktadır. Bir zamanlar ‘Beyaz altın’ diye nitelenen ve bizim dönemimizde başlattığımız kar mücadelesi tazminatı günümüzde verilmemektedir. Palandöken’in turizmde önemli bir gelir kaynağı olduğu yatırımlar bizim dönemimizde başlamıştır. Telesiyej, gondol lift, Çat Barajı, şehrin büyükşehir statüsüne geçmesi, Aşkale Çimento’nun ERÇİMSAN’a satılması gibi bu hizmetler bizim dönemimizde hayata geçmiştir. Kış Oyunları için yapılan tesisler bir nebze olsa yüzümüzü güldürdü. Erzurum denince akla şuan perişanlık, yoksulluk ve cehalet gelmektedir. Benim Erzurumlular’a tavsiyem; birlik ve beraberlik içinde olsunlar. Kollektif çalışmaya yönelsinler. Ekonomik açıdan birliktelik şarttır. Dadaş olduklarını unutmasın Erzurumlular.”