Devri anlamak için konuyu geniş bir perspektifle ele almakta yarar görüyorum. Tarihimizi ve başka milletlerin tarihlerini ele alırken yaşanan tarihlerin gerçeğe uygun olup olmadığına güven duyabilmemiz için tarihin kökeninin kayıtlı olduğu kaynakları araştırarak bu sayede bilgi edinmeye çalışmalıyız.
Kendi şanlı tarihimizi ele alalım; Beyaz perde ve televizyon filmlerinde lanse edilen tarihimiz ile kaynaklarımızda kayıtlı olan gerçek bilgiler arasında tutarsızlık görmemizin tek nedeni insanlarımızın belgelere, kaynaklara dayanmaktan ziyade birtakım öven veya birtakım kendini beğenmişlerin gerçeğin dışında, mantıktan uzak senaryolarına inanarak başka kaynak bulmak istemeyişinin bahtsızlığıdır.
Neslimin ruhunun temeline baktığımızda; Milliyetçilik düsturunun önemli ve kapsamlı ölçüde yer aldığını görmekteyiz. Çağ açıp, çağ kapatan Fransız ihtilali ile tetiklenerek milliyetçilik akımında somut ve radikal adımlar atılmış olup, 1800’lü yıllarda Osmanlı Devleti himayesi altında bulunan farklı milletleri de etkileyip cesaretlendirerek başta Yunanistan olmak üzere Macarların, Çeklerin ve Sırpların Osmanlı egemenliğinden ayrılarak bağımsızlıklarını ilan etmelerine sebep olmuştur…
Avrupa’nın Milliyetçilik olgusunun kabul edilebilirliğinin hızlanması padişahlık, krallık gibi monarşist ve hanedan zemininde tanımlanan siyasi otorite duygusunu yıkıp, onun yerine padişah ve krallıklardan bağımsız olarak, halk egemenliğine mal etme gereğiydi. Siyasi aidiyet ve itaat, halkın ortak iradesine dayandırılmalıydı. Bu nedenle 19. yüzyılda milliyetçilik, radikal, devrimci, anti-monarşist, yerleşik düzene zıt bir siyasi düşünce olarak değerlendirildi.
Dil, din, ırk, vatan, millet ve kültür bağlılığı anlamına gelen milliyetçilik, Osmanlı imparatorluğun son dönemlerinde izlenen politikaların, yapılan yenilikler ve reformların işe yaramaması sonucu milliyetçiliği tek çare olarak gördü ve Osmanlı’nın son döneminde yetişen düşünürlerin sayısı artınca bu akım daha hızlı benimsendi.
Neticede Cumhuriyet’in temelleri de milliyetçilik düsturuyla atılmıştır. Yaşadığımız coğrafya da dahil olmakla birlikte okuduğumuz kaynaklarda da açıkça belirtildiği üzere milliyetçilik, bütünleştirici ve birleştirici bir güç olarak her zaman geçerliliğini koruyacaktır. Milliyetçilik fikir akımıdır. Kültürel yönden özgür ve milli olunursa diğer alanlarda sorunlar kendiliğinden ortadan kalkacaktır.