Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçenlerde yaptığı bir açıklamada, Sosyal güvenlik açıklarının bütçede ciddi bir yük olduğunu söyleyip, emeklilik yaşının yükseltilmesine ilişkin bir çalışma olduğunu,
Yani,
Yeni bir “Sosyal Güvenlik Reformunun” şart olduğunu söyledi.
Bu şu demek;
Emeklilik yaşı tekrar yükseltilecek.
Sosyal Güvenliğe Devlet katkısı azaltılacak demek…
Öncelikle şunu belirtmek isterim.
Devletin sosyal güvenliğe bütçeden KAYNAK ayırması,
Devletin SOSYAL yükümlülüklerinin bir gereğidir.
Reform olması için devamlı olarak emeklilik yaşının yükseltilmesi şart mı.?
Emekliye, dul yetime ödenen paralar, söylendiği gibi bütçede KARA DELİKMİ..?!
Dünya’da durum ne..?
Sosyal Güvenliğe, dolayısı ile fakire fukaraya ayrılan paraların bütçeye büyük yük olduğu doğru mudur..?
Sosyal güvenliğe ayrılan kaynakların makro ekonomik istikrarı sarstığı ve borçları artırdığı iddiası gerçek mi.?
Bütçeden sosyal güvenliğe cüzi kaynaklar aktarıldığı 1990’ların ortalarında da makro ekonomik istikrar söz konusu muydu..?
Bir soru daha,
Bütçelerden sosyal güvenliğe yani FAKİRE ne kadar para aktarılıyor..?
Faize yani ZENGİNLERE ne kadar para aktarılıyor..?
Hemen cevap vereyim:
Zengine giden para, fakire giden paranın 4 katından fazla.
Hani nerede SOSYAL DEVLET..?!
Anayasa’nın temel hükümlerinden olan “Sosyal Devlet” ilkesi nerede.?
Yukarıda sorduğum soruların cevabı devletin ne kadar “SOSYAL DEVLET”olduğunu gösterir.
Devletin kimden yana olduğunu gösterir.
* * *
Sosyal Devlet olgusunda,
Sosyal güvenlik harcamalarının milli gelire oranı önemli bir kıyaslamadır.
Bu oran Devletlerin ne kadar SOSYAL DEVLET olduğunu göstermektedir.
Şimdi bir kıyaslama yapalım.
-Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran % 25 seviyelerindedir.
-Yani bu ülkeler milli gelirinin % 25’ini,maaş,sağlık ve ilaç gibi harcamalarla fakirlerine vermektedir.
-Peki bu oran Türkiye’de ne kadardır..?
-% 5 civarında…
Yani Türkiye yarattığı milli gelirin % 5’ini sosyal güvenliğe harcamaktadır.
Hani nerede SOSYAL DEVLET..?!
Bu gelir adaletsizliği değilde nedir..?!
Rakamlar böyleyken,
Bu adaletsizliği, bizlere ekonomik istikrarsızlığın kaynağı “KARA DELİK” olarak YUTTURMAKTADIRLAR..!
Şunu kimse unutmasın.
Yapılan her reformda,
Devletin sosyal Güvenliğe katkısı azaltılmakta ve bu da vatandaşa daha fazla prim, daha fazla katkı payı, daha düşük emekli aylığı olarak dönmektedir.
SOSYAL DEVLET olmanın gereği;
Gelir transferini FAKİR lehine gerçekleştirip emeklisine, dul, yetim ve şehit ailelerine daha fazla gelir aktarmaktır..!
Bunun yolu da bütçede sosyal güvenliğe devletin daha fazla KAYNAK aktarmasıdır.
Türkiye’de devletin sosyal güvenliğe katkısı, milli gelirin yüzde 1-2’sine indirilmeye çalışılırken,
AB ülkelerinde bu oran % 30’lara ulaşmaktadır.
İşte bunun içindir ki,
İnsanlar oralarda refah içerisinde, insanca yaşarken,
İşte bunun içindir ki,
Ülkemizde insanlar açlık sınırında, sefalet içerisinde yaşamaktadırlar.
Bu durum, ülkemizde onlarca yılın TERCİH sorunudur.
Bu tercih,
Geçmişten günümüze hükümetlerin kimden yana olunduğu tercihidir.
Bu tercih,
Zenginden mi yoksa fakirden mi yana olunduğu tercihidir..!
Bu tercih hükümetlerimize aittir.
Geçmişte ki ve günümüzde ki fakir fukaranın, emekli, dul ve yetimlerin maddi durumlarına baktığımızda,
Hükümetlerin bu tercihi ne yönde kullandıkları da bellidir..!
SON SÖZ;
Sosyal güvenliğe bütçeden aktarılan kaynakların,”AÇIK” ya da “KARA DELİK” olarak ilan edilmesi sosyal güvenliğe yani FAKİRE(Halk’a) yönelik yeni-liberal saldırının ideolojik kılıfıdır..!
Güzel ama eksik var.Kara delik denilen şey sadece emeklilik yaşı yükseltilmekle kapanmaz.Türkiye de çalıştırdığı insanın gerçek maaşı üzerinden sgk primi yatırılsın bakalım ne kadar gelir artacak.Hükümet eğer yürekliyse bunu hayata geçirsin.Özel sektörde 1500 den 5000 tl ye kadar maaş alanların %90 nın sgk sı asgari ücretten yatıyor.Hem devletten hemde çalışanın alacağı emekli maaşından çalınıyor.Maliye bakanı babayiğitse oturur çalışma bakanıyla önce bu sorunu çözer sosyal adalet yerine getirilir ve devletin geliri artar.Hadi sizi görelim 2,5 sene milletvekilliği yapıp sonra süper emekli olan sayın bakanlar ve vekiller.Vekili olduğunuz halkın hakkını böyle arayın bende size hakkımı helal edeyim.