Şehirde kendini gazeteci sanan ama aslında beş para etmez birer tetikçiden öteye geçemeyen birkaç zavallı var. Bunlar satılık kalemleriyle, uydurma iddialarla, yalan haberlerle, kirli oyunlarla algı yapmaya çalışıyor. Çünkü ne onurlarına sahip çıkacak haysiyetleri var ne de şereflerine leke sürdürmeyecek karakterleri.
Bu karaktersizler, uzanamadıkları her dala çamur atmayı kendilerine görev edinmiş. Şehre, büyük şirketlere, şehrin değerli kurumlarına saldırıyorlar. Neden? Çünkü onlara yaranamıyorlar, nemalanamıyorlar, kapıdan kovuluyorlar. O yüzden de iftira atarak, yalanla beslenerek, pislik içinde sürünerek hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar.
Ama işin asıl yüzü şu: Bunlar sadece birer piyon! Bunları yönlendiren, arkalarındaki ağa babalarına hizmet eden kuklalardan başka bir şey değiller. Tek başlarına bir cümle kuramayacak kadar zavallılar. Onları şamar oğlanı gibi oradan oraya süren efendileri ne derse onu yazıyorlar, kim parayı verirse onun düdüğünü çalıyorlar. Kalemlerini satmayı bırakın, kendilerini bile üç kuruşa peşkeş çekecek kadar düşük şahsiyetliler.
Sizi bu memlekette herkes tanıyor. Hangi bataklıkta debelendiğinizi, hangi kirli işlere bulaştığınızı, kimin maşası olduğunuzu yediden yetmişe herkes biliyor!
Ama bilin ki ne yaparsanız yapın, hangi iftirayı atarsanız atın, hangi yalanı ortaya sürerseniz sürün, hakikat değişmez! Beyaz her zaman beyazdır! Şerefiyle, onuruyla iş yapanlar sizin gibi çöplere aldırmaz, sizin gibi kokuşmuşların oyununa gelmez!
Algı yapmaya, şehri karıştırmaya, pislik içinde yaşamaya devam edin! Ama unutmayın: Ne kadar debelenirseniz debelenin, hakikat er ya da geç sizi o karanlık çukura gömecek!
Biz doğruları savunmaya, bu memleketin değerlerini korumaya devam edeceğiz! Siz ise çamurun içinde kaybolmaya mahkûmsunuz!
HODRİ MEYDAN!