Zaman zaman zorla da olsa yazdıkları iftiraları birileri gözümüze sokmaya çalışıyor. Alttan, üstten, yandan bir şekilde okunmayan sitelerinin haberlerini mektup arkadaşları getiriyorlar sizin önünüze, okumak veya dinlemek zorunda kalıyorsunuz anlayacağınız.

Öyle böyle iftira değil bunlar.

Ne yok ki bu iftiraların içinde.

Bir belediye başkanı düşününki;  iki dönem başkanlık yapmış, bir tane işi kanuna göre değil.

Ne verdiği araziler ihalelere uygun, ne aldığı malzeme, mal, mülk hakkaniyete uygun, ne dediği, ne içtiği helal.

Otobüslere alınan triger kayışından bile nemalanan bir belediye başkanımız varmış.

Bu başkan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler.

Hem avukat hem ilahiyatçı. Genç ve hırslı biri. Çalışmayı seviyor. Bazı yanlışları yani yanlış uygulamaları yok mu, elbette var.

Ama bu kadar vicdansızca saldırılacak bir başkan değil elbette. Gözü, eli, ayağı, kalbi fesat kişilerin görmek istedikleri, olmasını istedikleri bir belediye başkanı asla olmadı Ahmet Küçükler.

HALKTAN BİRİ OLABİLMEK

Bunları yaptı derseniz, ispat etmeniz gerekir. İspat edemezseniz, bu kul İsmail’in parasını çalmaya benzemez, maazallah Şehr’ül Emin’e iftiraya girer ki, bir dava etse, tazminatını bin lira maaşla nasıl elde ettiğin belli olmayan 2 evini ve lüks arabanı satsan ödeyemezsin.

Yani bir belediye başkanı bu kadar yolsuzluk, hırsızlık yapacak, devletin hakimleri savcıları göz yumacak. Bu belediye başkanı cahilin teki ya; çevresindeki 3-5 dalkavuk para kazanacak diye, bir sürü yolsuzluk yapacak. Bu başkan geleceğini düşünmeyecek. Başkalarına çıkar sağlayacak.

Bunlar ancak sizin gibi meslekte 15 yılda 10 işyeri değiştiren kişilerin işi olabilir. Her çalıştığınız kurumu kendinize ve o akıl almaz sahtekarlıklarınıza uyduramadığınız için şamar oğlanına döndünüz.

Ahmet Küçükler’in tırnağı olmayı bırakın, günahı olmazsınız.

Allah sizi ıslah eyleye…