Azerbaycan Ordusu, Karabağ’da adeta tarih yazdı. 28 yıl önce Azerbaycan Türkleri, eli kanlı Ermeniler tarafından kendi topraklarından sürgün edilmiş, Şuşa’da, Hankendi’de Hocalı’da eşi benzeri görülmemiş vahşeti yaşamışlardı.
Henüz Rusya’dan yeni ayrılan Azerbaycan o günlerde kendi söküğünü dikemeyecek durumdaydı. Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan Azerbaycan’a en büyük darbe sınırının öteki yakasındaki Ermenilerden geldi. Karabağ’ı işgal eden Ermenistan, adım adım projelerini gerçeklerdi. O günlerde Azerbaycan’ın yanında yine Türkiye vardı. Rusya o tarihlerde de hem Azerbaycan’ın hem de Ermenilerin arkasında duruyordu, tıpkı bugün olduğu gibi…
***
Aradan geçen 28 yılda Türkiye ile birlikte Azerbaycan da güçlendi. Karabağ’dan kundakta kovulan Azerbaycan Türkleri, tanklarla, SİHA’lar ile geri döndü.
Azerbaycan’ın topraklarını geri alma mücadelesi, Rusya’nın devreye girmesi ile sahadan masaya evrildi. Kimi bu anlaşmaya zafer dedi, kimi sahada kazandık ama masada kaybettik görüşünü savundu. Bakü’de sokaklara dökülen halk sevinç gösterileri yaparken, Erivan’da Ermeniler öfkesinden Parlamento binasını bastı.
***
Anlaşma oldu ancak Kafkaslarda onlarca yıllık sorun çözüldü mü?
Dağlık Karabağ’ın tamamı mı Azerbaycan’a bırakıldı?
Hocalı ve Hankendi’ni içinde barındırılan toprakların akıbeti ne olacak?
Ameliyat masasına yatırılan Karabağ’da iltihaplı bölge tamamen kurutuldu mu?
Laçin koridorunu içine alan bölgede Rus askerlerin 5 yıl boyunca konuşlanacak olması Rusya’yı güçlendirirken Türkiye’yi hangi pozisyona itti?
İşin uzmanlarının tereddütte kaldığı birçok nokta var.
***
Anlaşmayı değerlendiren değerli bilim adamı Prof. Dr. Ali Kafkasyalı’nın cümleleri, Rusların yüzyıllardır yaptıklarını özetleyen cinsten:
“Rus Çarı” bir kez daha geleneksel manevrasını başarıyla yaptı.
Birini, çaldırdığı malının birazını buldurup sevindirdi.
Diğer yandan şımarık oğlunun elinden, kendi eliyle alıp verdiği malı, “şımardın, kendi marifetinle kazandığını zannettin, başkalarıyla ortaklığa kalktın” diyerek “bir dahaki sefere” vaadinde bulunarak bu kazanımların birazını sahibine iade etti.
Hiç kimseyi ortak etmeden “Barış gücü” adı altında bölgenin nezaretini kendi eline aldı.
Ameliyatı yarıda bıraktırdı.
Büyük yanlış yaptırdı.
Geçmişte defalarca yaptığı gibi “işgali” “kurtuluş” göstermeyi başardı.
Yunus Emre’nin sözüyle,
Mal sahibi mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan!!!???
Biz görür müyüz bilmem ama bir nesil de böyle oyalanır.
***
Rusya’nın bu bölgede olması belki bugün bir tehdit değildir ancak ileride ne olacağını kim kestirebilir…
Aslında Rusya zaten Ermenistan’da güçlü varlık gösteriyordu, bu anlaşma ile daha fazla yerleşecek ve bölgede söz sahibi olacak. Bu nedende Laçin koridorunu içine alan bölgede mutlak Türk askerinin de bulunması gerekir. Bu sadece Azerbaycan’a verdiğimiz bir desteğin gereği değil, aynı zamanda sınır güvenliğimiz açısından elzemdir. Türkiye ve Azerbaycan bir oldu bitti ye müsaade etmemelidir.
Rusya ısrarla Türkiye’yi masanın dışında tutmaya çalışırken, Azerbaycan Türk askerlerinin de bölgede olacağını söylüyor. Yüreklere su serpen haberi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti grup toplantısında verdi. Erdoğan, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ zaferine değinip “Türkiye, ortak barış gücünde Rusya ile birlikte yer alacaktır. Mutabakat zaptı bu sabah imzalandı” dedi.
Ümit edelim ki herşey Sayın Aliyev ve Sayın Erdoğan’ın dediği gibi olsun Rusya işin içinde başka iş çevirmesin..
Ne yazık ki barış gücünde Türk askeri bulunmayacak. Türk askeri Azerbaycan topraklarında tesis edilecek ateşkesi izleme noktasında (bir nevi küçük bir karargah) ortak görev alacak.