Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Kulübü olarak bir program düzenledik. Konuğumuz İnci Enginün idi. Programı önceki hafta anlatmıştım, bu hafta ise yaşananları aktarmak istiyorum.
Program Ahmet Hamdi Tanpınar ile başladı. İnci Enginün’ün hocası olan Tanpınar’ı planladığımız gibi elli dakikaya sığdıramadık. Romancı Tanpınar, Şair Tanpınar, Edebiyat Tarihçisi Tanpınar… Hepsinden biraz biraz bahsetti Enginün, deryalardan inci taneleriyle… Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün Tanpınar’ın sanat hayatının bel kemiği olduğunu hatta sadece Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü yazsaydı yeterli olacağını ifade etti.
Programın ikinci bölümünde ise Halide Edip Adıvar hakkında konuşuldu. Onun tercümeleri, romanları, milli duyguları bize bir kez daha önemini kavrattı. Bir kadın olarak nelerin başarılabileceğini Adıvar’ın şahsında bir kez daha gördük, üstelik onun şartlarında.
Programın üçüncü bölümünde vakti uzatarak hem Abdülhak Hamit Tarhan hem de Ahmet Mithat Efendi’yi konuştuk. Hamit’in sanatını, yurtdışında uzun süre kalışının eserlerine etkisini anlattı Enginün. Ahmet Mithat Efendi’nin halkı aydınlatışını, eserlerinde bizim henüz fark edemediğimiz küçük sırları da bizlerle paylaştı.
Program sırasında öğrenciye de yer verildi. Soruları olan öğrencilerin soruları alındı ve Enginün tarafından ustaca cevaplandırıldı. Ve program sona erdi…
Programdan sonra İnci Enginün hayatı boyunca üzerinde çalıştığı, araştırmalar nihayetinde meydana getirdiği eserlerini imzaladı. İsteyen herkesle fotoğraf çekildi. Ve tüm öğrencilerin kalbini tekrar kazandı, bu kez şahsiyetiyle.
İnci Enginün kitaplarını imzaladığı sırada Erzurum Valisi Sabahattin Öztürk ve Atatürk Üniversitesi Rektörü Hikmet Koçak Enginün ile kısa bir sohbet yaparak, kitaplarını imzalattılar.
Gün bitti. Sohbet bitti. Heybesinde İnci Enginün’den inciler toplayanlara ne mutlu…