Benjamin Franklin su cumlesinde bile Sn.Bindesen’in serzenisini destekliyor adeta;
“Küçük işlerle uğraşanlar, çoğu zaman büyük işleri göremeyecek hale gelirler.!”
elbette ki davul, kulturumuzun onemli bir parçasiydi ama o kadar onemli sorunlarimiz varken zaman kaybedilecek, uzerinde tartisilacak kadar yada halledilmeyecek bir mesele de degildir.
Yine Franklin diyor ki; “Hayatın en büyük trajedisi çok çabuk yaşlanmamız, ama çok geç akıllanmamızdır..!”
Herkes çikarken ay’a, biz bu kafayla hep kaliriz yaya!
Haa bu arada;
Vatandas’in her istedigini mubarek ay olmasina ragmen, tum simsekleri uzerinize çekmeyi goze alarak madem ki bu kadar titizlikle yerine getiriyorsunuz, o halde asli gorevlerinizi tam olarak yerine getirmenin pesine dusun. Vatandas ekmek istiyor, yol istiyor, trafik sorununa çozum istiyor, temiz bir sehir istiyor, hizmet istiyor hadi yapsaniza madem vatandasin istegine bu kadar deger veriyorsunuz!
Anlamiyor musunuz? gunaha giriyorsunuz..!
Bende hoca degilim ama yilanli, kirbaçli gosterilerin neyi çagristirdigini çocuklar bile sorsaniz biliyor…
Bu yuzden Ramazan’a uymuyor. Hos eglencenin hiçbir sekli bu mubarek ay’la bagdasmaz…
Sn.Aksu’nun ifade ettigi gibi,

Ramazan,
Eğlence değil- İbadet,
Ziyafet değil- Riyazet,
Şikayet değil- Şükür,
Dedikodu değil- Fikir,
Laklak değil- Zikir…
İşte size Ramazan Ayı’nın anahtarı…

Geçmişte sehri yönetenler geleceğe yönelik plan ve akıllı yatırımlar yapmışlarsa, vizyon sahibi, idealist insanlar tarafından yönetiliyorsa o kent zengin olabilir. Aksi halde her yonden fakirlik bir alinyazimiz olarak kalir!

Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France