Tarihi Erzurum Kalesi’ndeki bakımsızlık ve korunaksızlık görenleri hayrete düşürüyor. Kalenin içinde korunaksız bir yere bırakılmış olan yüzlerce top mermisi zamanla yıpranarak yok oluyor. Kalenin duvarları ise yazı tahtasını andırıyor.
Emrah AKKAYA/ERZURUM
Erzurum kalesi sahipsizlikten viraneye döndü. İçerisinde kazı çalışması yapıldığı için çukurlarla dolu olan kalede eski toplar, bakımsızlık renk değiştirmiş durumda. Top mermileri ise kapalı bir yerde saklanmak yerine kale içerisinde yığınak halinde tutuluyor. Duvarları aşk mesajlarıyla dolu olan kalenin içler acısı hali vatandaşların tepkisini çekiyor.
Erzurum’da Çifte Minareli Medrese, Lalapaşa Medresesi ve Yakutiye Medresesinden sonra kentin önemli tarihi mekânlarından biri konumunda bulunan Erzurum Kalesi günümüzde adeta kaderine terk edilmiş durumda. Osmanlı döneminde kışla olarak kullanılan kalenin içinde bulunan saat kulesine ve duvarlarına yazılan yazılar kötü görüntüler oluşmasına neden oluyor. Kale içinde korunaksız bir yere bırakılmış tarihin izlerini taşıyan yüzlerce top mermisi ise içler acısı vaziyette. 5’inci yüzyılda yaptırılan ve günümüze kadar ulaşan tarihi kalenin bakımsızlığına tepki gösteren çevre sakinleri “Buraya yetkililerin acilen sahip çıkması gerekiyor. Buraya gelip spreylerle duvarlara yazı yazıyorlar. Tarihin izlerini taşıyan top mermileri ise bakımsızlık nedeniyle yok oluyor. Başka şehirler veya ülkelerde bu tarz tarihi eserlere insanlar gözü gibi bakarken bizler kıymetini bilmiyoruz. Topları kale içinde üstü açık bir yere bırakmışız. Kar, yağmur, toz, toprak içinde kalarak yıpranmışlar. Bu sorunlar acilen çözülmeli. Ayrıcı akşamları da buraya sarhoşlar gelip içki içiyor sonra içki şişelerini de kale duvarına atıp kırıyorlar. Kısacası sarhoşların mekanı olmuş durumda.” şeklinde konuştular.
Erzurum Kalesi’nin tarihi
Yaklaşık 2 bin metre yükseklikte bir tepe üzerinde inşa edilmiş olan iç kale 5. yüzyılda Roma İmparatoru Theodosius tarafından yaptırılmıştır. Son zamanlara kadar Türkler tarafından kışla olarak kullanılmıştır. Kale Mescidi ve saat kulesi Türk mimarlığının ilk örnekleri olmaları bakımından önem taşırlar. Tepsi Minare olarak da adlandırılan kule Ortaçağ’larda gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Osmanlı mimarisinin Barok çağında saat kulesine çevrilmiştir. 1124-1132 yılları arasında hüküm süren Abu’l Muzafferüddin Gazi tarafından yaptırılmıştır. Tek büyük bir kubbe ile örtülen mescid geleneksel Türk mimarisinin özelliklerini taşır.