Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü, dünyada yaşanan açlık nedeniyle yeni bir beslenme modeli üzerinde duruyor. Bu modele göre; insanlar et yerine daha çok böcek yemeli. Örneğin bir parça biftek içinde bulunan protein miktarı, tek bir çekirgede bulunabiliyor. Yine aynı uzmanlara göre; dünyada yenilebilir yaklaşık 1400 böcek türü bulunuyor. Avrupa’da böcek restoranları bulunurken, Çin’de ise hemen hemen her yerde rahatlıkla bu tür görüntülere rastlanabiliyor. Böceklerin Türkiye sofralarında yerini alması biraz zor görünse de; Erzurum Atatürk Üniversitesi, bilime katkı sunmak amacıyla Türkiye’nin en büyük böcek müzesini bünyesinde barındırıyor. 1966 yılında kurulan müzede, son 5 yıl içerisinde 200 farklı böcek türü bulunarak müzeye konuldu.
46 YILLIK MÜZEYE SON 5 YILDA 200 YENİ BÖCEK TÜRÜ KONULDU
Erzurum Atatürk Üniversitesi’ne bağlı Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü tarafından 1966 yılında oluşturulan Entomoloji(Hayvanlar aleminin en kalabalık sınıfı) Müzesi, aradan yıllarda Türkiye’nin en büyük dünyanın sayılı böcek müzeleri arasında yerini aldı. Dünya genelinde 1 milyondan fazla böcek türü yer alırken, bunun 10 binden fazlası Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü’nde sergileniyor. Müzeye, son 5 yılda Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden 200 yeni böcek türü konuldu. Böceklere ise bulunduğu yörelerin isimleri verildi. Palandöken, Erzincan, Artvin ve Sarıkamış gibi isimlerin verildiği böcekler, dünya literatürüne kazandırıldı. Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere diğer bölgelerde tespit edilen böcek türleri, böcek müzesine konulup dünya literatürüne yeni türler olarak kaydedildi.
‘BÖCEKLERİN TESİPİTİ EKOLOJİK VE SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN ÖNEMLİ’
Böcekler, yakalanıp müzeye getirildikten sonra inceleme yapılıp türleri ve özellikleri belirleniyor. Bayıltılan böcekler kurutulup müzeye kaldırılıyor. Bitki Bölümü öğrencileri, müzedeki böcekler üzerinde eğitim alarak yeni böcek türlerini araştırmada eğitim alıyor. Böcek Müzesi sorumlusu olan Bitki Bölümü öğretim üyesi Profesör Doktor Erol Yıldırım, böceklerin zararlı ve yararlılarının tespitinin ekolojik ve sağlıklı yaşam için önemli olduğunu vurguladı. Türkiye’nin böcek türü bakımından zengin olduğunu ancak biyolojik zenginliklerinden yeterince faydalanamadığını söyleyen Profesör Yıldırım, Böcek türleri üzerinde yapılacak bilimsel çalışmaların tarım ilaçlarının yapılması ve zararlı böceklerin saldırısına maruz kalan insanların tedavisi açısından önemli olduğunu belirtti. Yıldırım, zararlı böceklerin tespit edilmesi ve yararlı böceklerden de faydalanılması için bilimsel çalışmalara ihtiyaç olduğunu söyledi.
SAĞLIĞA, BİLİME VE SANAYİYE KATKI SAĞLIYORLAR
Dünyanın başka ülkelerinde bulunmayan birçok endemik canlı türünün Türkiye’de bulunduğunu söyleyen Profesör Doktor Erol Yıldırım, ‘‘Özellikle Doğu Anadolu, biyo çeşitlilik yönünden Türkiye’nin en zengin bölgesi. Ender rastlanan böcek türleri, Doğu Anadolu bölgesinde oldukça fazla. Ülkemizde bulunan faydalı canlı türlerinden daha fazla yararlanmak ve zararlı olanlara karşı mücadele programları geliştirilmelidir’’ dedi. Doğada var olan böceklerin hem insan sağlığına hem de bilime olan katkısına değinen Profesör Doktor Erol Yıldırım, bal arıları, ipek böceği, gal arıları ve boya üretiminde kullanılan bazı kabuklu bitlerin ülke ekonomisi için önemli bir gelir kaynağı olduğunu söyledi. Yıldırım, gal arılarının dericilikte, ilaç sanayinde, boyacılıkta ve çivit yapımında kullanıldığını, kabuklu bitler böceklerini ise boya sanayinde kullanıldığını söyledi.
‘‘TURİST OLARAK GELİP BÖCEK KAÇAKÇILIĞI YAPIYORLŞAR’’
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Erol Yıldırım, iki yeni böcek türünü daha tanımlayarak dünya literatürüne katkıda bulunduklarını söyledi. Yıldırım, ‘‘Artvin ve Kars’ın Sarıkamış ilçesinden iki yeni böcek türü daha tespit ettik. Dünya literatürü için yeni olan bu böcek türleri, Fransa’da Biocosme Dergisi’nde yayınlanarak dünya literatürüne kazandırıldı. Bu böceklere ise tespit ettiğimiz bölgelerin ismini verdi. Artvin’den bulduğumuz böcek türüne Athousartvinensis, Kars’ın Sarıkamış ilçesinden bulduğumuz böcek türüne ise Agrypnussarikamisensis isimlerini vererek bu isimleri uluslararası literatüre geçirdik. Türkiye’nin en büyük böcek müzesi Erzurum’da. Türkiye’deki üniversitelerde Biyolojik Bilimler Araştırma Merkezleri’nin biran önce kurulması gerekiyor. Böcekler üzerinde yapılan çalışmalar, birçok alanda önem taşıyor’’ dedi. Türkiye’de son yıllarda ortaya çıkan böcek ve bitki kaçakçılığı ile ilgilide açıklama yapan Türkiye’nin en büyük böcek müzesinin sorumlusu Profesör Doktor Erol Yıldırım, özellikle Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgesinde toplanılan böceklerin yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarıldığını söyledi. Bu konuda denetimsizlik olduğunu söyleyen Profesör Doktor Yıldırım, Türkiye’de bitki hırsızlığının çok rahat yapıldığını söyledi. Yıldırım,
‘‘Çalınan bitkilerimiz ve böceklerimizi kendilerininmiş gibi gösterip bizi kendilerine muhtaç ediyorlar’’ dedi.