Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti hükümetlerinin en önemli isimlerinden birisi. Kim nasıl düşünürse düşünsün Recep Akdağ yalnızca Erzurum’un değil Türkiye’nin marka siyasetçisi. Başbakan Recep Erdoğan’ın meydanlarda dilinden düşürmediği sağlık sistemindeki başarılar, partisinin oyunu ciddi oranda artırdı. 10 yıl boyunca her kabinede yerini koruyan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ile Ankara’daki makam odasında bir araya geldik. Yoğun gündemine rağmen Pusula‘yı kabul eden Bakan Akdağ, o kendinden emin tavrı ve devlet adamlığının dik duruşu ile bizi karşıladı. Hiçbir entrikanın içinde yer almayan, herkese aynı mesafede duran Akdağ ile samimi bir söyleşi gerçekleştirdik.
Erzurumlular aylardır sizin Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı olup olmayacağınızı konuşuyor. Aday olacak mısınız?
Hayır, buradan ilk kez açıklıyorum. Ben Erzurum’a ya da başka bir Büyükşehire aday olmayacağım. Belediye Başkanlığını kesinlikle düşünmüyorum. Konuşulanlar temenni olabilir. Benim böyle bir yaklaşımım hiç olmadı. Olmayacak.
Peki Başbakan sizi aday gösterirse ne yaparsınız?
( gülümsüyor) Bizim için her görev birdir. Makamın mevkiinin ismi yoktur. Ancak böyle bir yaklaşım hissetmedim. Sanmıyorum.
Yeni kabinede olmayacağınız yazıldı çizildi. Kabinede yer almayacak mısınız?
Her dönem böyle şeyler yazılır çizilir. 10 yıldır hep aynı. Bekleyip göreceğiz. Benim gündemim de öyle bir telaş yok. Kaldı ki şu gördüğünüz makam koltuğuna ben hiç oturmadım, neden mi? Çünkü koltuğa kendimi hiç alıştırmadım. Hep toplantı masasında çalışmalarımı yaptım. En yakın arkadaşlarım bunu bilirler. Koltuk sevdamız olmadığı için yapılacak değişim bizim için fark etmeyecek. Önemli olan Partimizin millete götürdüğü hizmettir.
Aslında sizi ülkenin diğer bölümü kadar Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki vatandaşlar daha çok seviyor. Kendilerine yakın hissediyorlar. Ben görevim gereği o illere sık gidiyorum. Sizden övgü ile bahsediyorlar. Hatta BDP’nin oyunun yüksek olduğu yerlerde bile sizin etkiniz var. Birçok hükümet bunu başaramadı. Siz ne diyorsunuz bu duruma?
Evet doğru siz oralara kadar gidiyorsunuz. Görüyorum. Şimdi bakın Hakkari, Şemdinli, Silopi ve bir çok Dogu ve Güneydoğu ili, ilçesi Devleti yanında görmemiş. Hiçbir yatırımdan gereği kadar yaralanmamış. Biz bu bölgelere hastaneler götürdük. Yaz ya da kış fark etmiyor. Dağ köyünde bile tek bir hasta olsa tek bir telefonla 15 dakika içinde gidip o hastayı helikopter ambülânsımızla alıp en yakın sağlık merkezine kavuşturuyoruz. Daha önce bırakın bunları insanlar sağlık ocağı bulamıyorlardı. Siz insanlara nasıl bakarsanız onlarda size öyle bakar. Biz hiç ayrım yapmadık, her vatandaşın sağlık sorununa yetiştik. O bölgelerde her şeyin farkında.
Erzurumlular doğal olarak sizin hep Bakan kalmanızı istiyorlar. Belki de ilk defa bu kadar etkin bir bakana şahit oldu şehir. İlk defa marka bir siyasetçi‘ye sahip oldular.
(Gözlüklerinin altında gözlerinin içi gülüyor ve dudaklarıyla hafif tebessüm ediyor)
Siz hatırlamıyorsunuz ama geçmişte de çok değerli bakanlarımız oldu. Çok iyi çalışmalar yaptılar. Bana gelince, Erzurum beni hiç yalnız bırakmadı. Her seçimde destek verdi. Yaptığımız çalışmaları çok iyi anladı algıladı. Tüm Türkiye de olduğu gibi Erzurum’da çok önemli işlere imza attık. Vatandaşlarımızı hastane kuyruklarından kurtardık. Şimdi bırakın kuyrukta beklemeyi, doktor bile tercih edebiliyorlar. Bir Siyasetçi olarak Erzurum’u Erzurum insanını hep arkamda hissettim.
Şehrin en önemli sorunu kuşkusuz işsizlik. Sağlık Bakanlığı Çağrı Merkezi belki bu sorunu aşamadı ama bir nebzede olsa işsizlere nefes aldırdı. Sizce de öylemi ?
İşsizlik ciddi bir sorun. Aslında sadece şehrimizin değil Türkiye’nin sorunu, ancak Doğu’da iş alanları belli. Biz çağrı merkezini Erzurum’da kurma gereği duyduk. Çünkü Doğu’nun lokomotif kenti. Belki kurulan çağrı merkezi işsizliği çözmedi ama istihdama ciddi katkıda bulundu. Bin 500 kişi şuan iş sahibi oldu. Buda az bir rakam değil. Erzurum’un fiziki şartları belli. Sanayisi yok. Fabrikası yok. Özel şirketlerin çağrı merkezleri de var, kentte onlarda ciddi istihdam barındırıyorlar. Derseniz ki yeterlimi tabi ki değil.
Özelleştirme İdaresi Konaklı ve Palandökeni satışa çıkardı. Bunu nasıl okumalıyız. Devlet el mi çekti Erzurum’dan?
Tam tersi, biz Palandöken ve Konaklının dünya çapında bir kayak merkezi olmasını istiyoruz. Konaklı 2011 Kış Oyunları sırasında faaliyete geçirildi. Ancak bir tek bina ve teknik alt yapı yapmakla iş bitmiyor. Konaklama yeriniz yoksa Turizm gelişmiyor. Buradaki hedef Kayak Merkezlerini Dünya standartlarına kavuşturmak. Prestijli otelleri Konaklıya getirme projesidir bu. Konaklı ve Palandökeni dünyaya tanıtma projesidir bu. Özelleştirmeye destek vermek lazım. Yerli ve Yabancı yatırımcı önemli değil, önemli olan o güzel kayak merkezlerimizi profesyonel ellere teslim etmektir.
Her zaman enerjisi yüksek olan Sağlık Bakanı Akdağ ile ayakta sürdü sohbetimiz. Oturmayı hiç sevmeyen, her an bir şeyler düşünüp hayata geçiren Akdağ ile vedalaşıp bakanlığı ikinci katındaki makam odasından ayrılıyoruz. Herkese selam söylemezi istiyor bizden ve ekliyor. “Cuma günü Erzurum da olacağım.” Yani bugün. Keyifli sohbetin ardından bakanlık merdivenlerinden ağır ağır inerken milliyetçilik duygularım kabarıyor. Acaba bu kadar yetenekli bir siyaset adamına yeteri kadar sahip çıktık mı? Oy konusunda evet ama ya medya olarak. Hep bir şeylerin son döneminde insanlar kıymet bilir ya galiba sorumun cevabı da bu noktada gizli.