Van’ın Başkale ilçesinde görev dönüşü şehit olan Erzurumlu Uzman Çavuş Murat Karataş’ın 6,5 aylık olarak dünyaya gelen oğlu, yaşam savaşını kazanarak hayata tutunmayı başardı.
Hemşire Sevcan Karataş, 5 yıl önce çok sevdiği Uzman Çavuş Murat Karataş’la evlendi. Genç kadının Erzurum’da, eşinin ise Van’ın Başkale ilçesinde görev yapması nedeniyle çift 4 yıl boyunca ayrı yaşamak zorunda kaldı. Genç kadın tayinleri yapılmayınca geçen yıl istifa ederek eşinin yanına gitti ve yılın başlarında çift bebek haberi aldı. Sevcan Karataş 3 aylık hamileyken, eşi 13 Nisan günü operasyona giderken kullandığı ‘Akrep’ adı verilen zırhlı aracın devrilmesi sonucu ağır yaralandı. Bir hafta yoğun bakımda kalan uzman çavuş şehit oldu. Acı haberi alınca fenalaşan ve Erzurum’a döndüğünde acıya daha fazla dayanamayarak bayılan Sevcan Karataş, Nenehatun Kadın Doğum Hastanesi’ne kaldırıldı. Doktorlar, henüz 3 aylık olan bebeği yaşatmak için seferber oldu. Genç kadın 3 buçuk ay hastanede tedavi altında tutuldu. Sevcan Karataş 6.5 aylık hamile iken zorunlu olarak erken doğum yaptırıldı. 880 gram doğan bebek, yoğun bakımda tedavi altına alındı. Anne ise bebeğin enfeksiyon kapmaması için yanına bile yaklaşamadı. Sevcan Karataş, kocasından geriye kalan tek emaneti olan bebeğini aylarca camekanlı bölümden izleyerek, bazı günler şehit eşinin mezarını ziyaret etti. Doktorların ‘yaşaması mucize’ dediği ve doğumdan 4 ay sonra şehit babasının adı verilen Murat bebek hayata tutunmayı başardı. 3 kg 700 grama ulaşan Murat bebek taburcu edilirken, anne ile bebeğinin kavuşma anına şahitlik eden doktorlar ve hemşireler gözyaşlarını tutamadı.
Oğlunu kucağına alır almaz doya doya koklayan Sevcan Karataş, ‘Muradıma erdim’ diyerek oğlunu babasının mezarına götürdü. Şimdi oğluyla hayata tutunan genç anne, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Karnımdaki bebeğin cinsiyeti dahi belli değildi ama ben hep, ‘Allah bir Muradımı aldı diğer Muradımı verecek’ diyerek bebeğin erkek olacağını söylüyordum. Öyle de oldu. Aylarca ona hiç sarılamadım, koklayamadım. Bazen uzaktan gösteriyorlardı, onunla avunmaya çalışıyordum. Her gün hastaneye gidip, sağlık durumu ile ilgili bilgi alıyordum. Hayati tehlikeyi atlattı, kucağıma verdiklerinde dünyalar benim oldu. Çok zor günler geçirdim ama Allah’ım bana yaşama sebebi olarak bebeğimi verdi. Bu duygunun tarifi yok. Eşimi kaybetmenin acısı ile bebeğimin mucize eseri yaşamasının verdiği mutluluğu anlatmanın tarifi yok. Allah kimseye benim yaşadıklarımı yaşatmasın.”