Bir acı düşünün ki hiç dinmiyor, yıllar yılları kovalıyor ama acı aynı şekilde hep can yakmaya devam ediyor.
Sayamadım bu kaçıncı hain saldırıydı. Bu kaçıncı vatan evladının şehit olarak yürek yakmasıydı. Şehirlerin adı ayrı, şehitlerin isimleri farklı ama vuran o kahpelerin adı aynıydı.
Her şehit töreni sonrası yaşananlar da aynı, sıvasız şehit ailelerin evlerinde asılan dev Türk bayrakları…
Cenaze namazlarında ailelerin mağrur dik duruşları…
Hiç biri diğerini tanımıyor ama hepsinin dilinden aynı sözler dökülüyor, “Vatan sağolsun.”
Hangi millet 30 küsur yıldır devam eden bu saldırılar karşısında bu kadar metanetli olur?
Hangi millet can paresini toprağa gömerken bile vatan der?
Hangi millet biz şehit olalım ama o bayrak inmesin, bu ezan dinmesin der?
İşte bu inançtır bu ülkeyi vatan yapan. İşte bu teslimiyettir onca kahpeliğe, hainliğe rağmen o bayrağın dalgalanması. İşte budur Türkiye’yi ele geçirmek isteyenlerin hırsını kamçılayan…
Ankara’da, Gaziantep’te ve İstanbul’da yaşanan saldırılar asla sıradan saldırılar değildir. Bu saldırılar Türkiye’de panik yaratmak, kitleleri harekete geçirmek, iktidarı saldırgan hale getirip Dünya’da yalnız bırakma hareketidir. Bu saldırıların metropol kentlerde yapılması Türkiye’yi Suriye gibi gösterme çabasıdır. Suriye’de kan kaybeden terör örgütü YPG’nin Türkiye üzerinden lojistik destek aldıkları kanallara, ‘biz hala güçlüyüz’ mesajıdır.
Tüm siyasiler, halk bu vatanda yaşayan her birey kenetlenmeli ve teröre olan tepkilerini ortaya koymalıdır. Teröre destek verenlerin yargı önüne çıkarılıp tutuklandıkları için bir kaşık suda fırtınalar koparan CHP’de aklını başına almalıdır. Ya bugün vatana sahip çıkıp, siyasi kaygı ve oy devşirme hesabı yapmadan Hükümet ve halk ile el ele yürür, ya da bu hainlerin ekmeğine yağ sürüp tarih de ki yerini alır.
Hükümetin yapması gereken ise 38 yıldır verdiğimiz terörle mücadele şeklini tez elden değiştirmesidir. Kırsalda gerilla taktiği yürüten, şehir merkezlerinde ise hiçbir kutsalı olmayan bu hainler ile toplu tüfekli mücadele etmek bir yere kadar işe yarıyor. İstihbarat zafiyetine gelince şüphesiz bu anlamda bir yerlerde sıkıntı var.
PKK’ya kol kanat gerenler belli. Bunlara destek verenlerin çoğu şu an parmaklıklar ardında. Ama bu öylesine bir şey ki beyazdan beyazı ayırmak gibi bir durum.
Bu konuda sadece Devleti ve Hükümeti eleştirmek bir yere kadar doğru. Biraz da çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Biz ne kadar bu işlere duyarlıyız? Çevremiz de olup biteni yeteri kadar analiz ediyor muyuz?
İstihbarat birimlerine yeterince yardımcı oluyor muyuz?
Bu vatan üzerinde oynanan oyunlara karşı hepimizin çok ama çok daha dikkatli olmamız gereken zamanlardan geçiyoruz. En küçük bir kıvılcım bu ülkenin sonunu getirecek hadiseler yaratabilir. Asla paniğe kapılmadan, soğukkanlılıkla bu saldırılara yaklaşmamız lazım. Yasımızı tutacağız, acımızı yaşayacağız, belki daha başka şehitlerde vereceğiz. Ancak kazanan Allahın izni ile yine biz olacağız…