Oltulu hemşehrilerim ayakta…
Şimdilerde üzerinde çalışılan UNESCO-Dünya Mirası listesine Oltu’nun dahil edilmeyeceği kuşkusu, ben dahil bütün Oltuluları huzursuz etti. Ayağa kalkış bundan…
Aslına bakarsanız bu tepki son derece entelektüel ve sergileyenlere gurur da hissettirebilecek bir tepki; zira günübirlik menfaat ya da siyaset peşinde değil Oltulular. Ankara’dan bir şey koparma derdinde de değiller. Kendilerini besleyen tarihe, doğaya, toprağa duydukları vefadan ötürü ayaktalar. Bergamalılar, Sinoplular, Gökovalılar gibi… Yaşadıkları yerin “doğal, kültürel ve arkeolojik” hakları teslim edilsin istiyorlar.
UNESCO-Dünya Mirası listesinin yerel hazırlıkları üzerine çalışan KUDAKA (Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı), tepkilerin odağında gözüküyor.
Henüz soru-yanıt düzeyinde dahi bir temasım olmadığı için bir gazeteci olarak KUDAKA’yı eleştirmem haksızlık olur. Bu bakımdan, bir kurumun hükmi şahsiyetini ve bilmediğim uygulamalarını irdelemek yerine, bana göre doğru olanı yapıp, öncelikle kamuoyunun aklına takılan birkaç soruyu KUDAKA’ya yöneltmekle yetineceğim:
– KUDAKA’nın UNESCO adına icra ettiği böyle bir misyon gerçekten var mı? KUDAKA ile UNESCO Türkiye Milli Komisyonu arasında nasıl bir bağ var?
-İki kurum arasında bir bağ ve misyon paylaşımı söz konusu ise; KUDAKA’nın Çoruh havzasıyla ilgili çevre-kültür-arkeoloji danışmanları kimler?
-KUDAKA’nın çevre-kültür-arkeoloji danışmanları var ise; Oltu sınırları içinde kalan muazzam tarih ve çevre varlıkları hakkında bu danışmanlar, bir araştırma yapmışlar mıdır ve bir rapor oluşturmuşlar mıdır? Öyle bir rapor varsa; içeriği nedir?..
-KUDAKA, Çoruh havzasındaki başka lokasyonları UNESCO-Dünya Mirası listesine önermiş midir?
-Söylendiği gibi öyle bir öneri var ise; önerilen yerlerin Oltu’daki tarih ve doğa harikalarından daha fazla dikkat çeken hangi nitelikleri ya da zenginlikleri vardır?
KUDAKA Yönetim Kurulu’nda Erzincan’dan Ardahan’a uzayan bölgenin değerli valileri, belediye başkanları, oda başkanları yer alıyor. Bu sorulara kendilerinden gelecek her yanıtı -olursa- yine bu köşede PUSULA okurlarıyla paylaşacağım.
***
KUDAKA, 22 Kasım 2008’de Resmi Gazete’de ilan edilerek hayata geçirilmişti. Proje, daha doğrusu kurum, bölge halkını umutlandırmıştı. O günden beri kurumun üzerine belki de en fazla ihtimamla eğilen, onu -dolayısıyla da bölge halkının umutlarını- belki de en özel ilgiyle himaye eden bürokrat, 10 Eylül 2007’den beri Devletin en üst düzey memuru niteliğine sahip olan Sayın Efkan Ala’dır.
Geçmişte, Diyarbakır Valiliği yaptığı dönemde, sadece kendi memleketine değil, ülkenin her karış toprağına aynı adalet şuuruyla dokunduğunu ispat eden Başbakanlık Müsteşarı Sayın Efkan Ala, KUDAKA’yı muhtemelen doğup büyüdüğü topraklara vefa olarak ele alıyor…
Sayın Ala, Oltuludur. Erzurum ve Oltu kültürünü bugünün Ankara’sında en iyi temsil eden üst düzey devlet adamlarından birisidir. Oltulular adına sorduğum sorularla ve Oltu’nun güncel beklentileriyle Sayın Ala’nın da ilgileneceğinden hiç kuşku duymuyorum.
Keza Oltu’daki yerel yöneticilerin bu güncel soruna eğilme tarzları, Oltuluları derin derin düşündüren bir başka detay… Özellikle Oltu’nun Belediye Başkanı ve Kaymakamı, bu toplumsal çabanın neresindedir, şimdiye dek neler yapmışlardır; bu da Oltulular açısından ayrı bir merak konusu. Kitlesel merakın kaynağında, yine kitlesel beklentilerin büyüklüğü var. Yerel yöneticiler, Oltu’nun âli menfaati açısından gerekeni yaptıklarını düşünüyorlar ise bugüne kadarki girişimlerini ve elde ettikleri sonuçları, yönettikleri kitleyle paylaşmalılar…
***
Bitirirken iki “özel teşekkür” notum var:
Birincisi Sevgili Bayram Şahin Arpa’ya… Sosyal medyanın olağanüstü etkisini kullanarak memleketi Oltu için İzmir’den Antalya’ya, İstanbul’dan Ankara’ya uzayan bir kampanya başlattığı için…
İkinci teşekkürüm NTV Yayınları’na… “100 Kale” adlı enfes kitapta Oltu kalesine 2 sayfalık çok ayrıcalıklı bir yer ayırdığı ve kaleyi, bölgenin “eşsiz ve en zarif tarihi kalıntısı” olarak tanımladığı için…
Bu bile dünyaya verilmiş objektif bir mesajdır aslında. NTV’nin yorumu, KUDAKA’nın -eğer yetki gerçekten elindeyse- Oltu’ya sadaka veya armağan değil, hak ettiği ünvanı vereceğinin bir dayanağı olarak görülebilir.